30 Aralık 2016 Cuma

Teselli

Göz yaşından amber oldu
Daşladı kaldı canlılar
Hep baktıkça keder kaldı
Orda gömüldü anılar

Yaz demedim kış demedim
Dolu değip boş demedim
Bulduğuma gani oldum
Darıksamda bir günü var

Her gecenin var sabahı
İslah etmez mazlum ahı
Tezlik etme çek tamahı
Sabrında bir zamanı var

Ölçülür insan dert ile
Tartılmaz namert mert ile
Nara yanma bile bile
Allah dostu çok fani var


Söylemez

Gülüşünde keder gördüm
Gözler ki yalan söylemez
Sohbeti derbeder gördüm
Akar su çamur eylemez

Yüz ifaden hüzünlüdür
Tavırların hazinlidir
Sabır eder azimlidir
Derdini deyip göğnemez

Cevhakeş siyneye çeker
Kederlere dözümlüdür
Savuşturur teker teker
Çeker derdini haylamaz

Cihana gelmiş gam için
Neler gördü biçim biçim
Hiç sormadı neden niçin
İtiraz edip söylemem

.



Düğün Düşsün

Dillerine düğün düşsün
Ne bildim ki yaralıyam
Günde yeddi öğün düşsün
Men bir bahtı garalıyam

Talih yüzüne gülmesin
edrini kimse bilmesin
Ölüm istesin ölmesin
Fitne felden aralıyam

Harda bir yahşılık olsa
Şilte atıp galmalıyam
Hürmet edip kadir bilse
Men oralı olmalıyam

Men burda doğup büyüdüm
Çoktur kahraman yiğidim
Sizlere budur öğüdüm
Galıp toprağımda ölmeliyem

Göz dikipsen vatanıma
Susadın mı sen ganına
Senin o murdar canına
Pençe atıp almalıyam

Hammet görülmür öcüler
Yıllardır çektik acılar
Ey gardaşlar can bacılar
Düşman kimdir bulmalıyam

Varlık Gayesi

Varlık gayesi ülfettir
Haset bedene külfettir
Hainlik ayrı bir zillettir
Keşke bunu bilen ola

Kainat herkese yeter
Kin ekerse nefret biter
Tüm emekler boşa gider
Belki öğüt alan ola

Kimse kimseyle yol getmir
Çek çek yapar bir kol getmir
Davalı yerde ot bitmir
Bunu başa salan ola

İslamız bir hepimiz gardaş
İpler olmuş dolaş dolaş
Niye biz yapıyoruz savaş
Husumetler yalan ola



21 Aralık 2016 Çarşamba

Göktedir

Sisle bulutun farkı ne
Sis yerde bulut göktedir
Dermandır yerin derdine
Rahmeti umut göktedir

Gökte olur güneş yağış
Dünya muhtaç karış karış
Sayesinde geler barış
İstikbali tut göktedir

Arşı alada göktedir
Gelen belada göktedir
Serpi semada göktedir
Rızık nemada göktedir

Göktedir nice melekler
Her devayı ondan bekler
Kabir olacak dilekler
Mizacı sela göktedir

Göktedir hayatın başı
Haşreder toprağı taşı
Var eder yağmuru yaşı
Gelen bereket göktedir

Ne Buldum ki

Ben ne buldum ki ne yitirem
Men pula minnet eylemem
Hep arzumu hakka yetirem
Namert kula minnet eylemem

Gözüm yoktur bu dünyanın malında
Arzum kalmaz kaymağımda balında
Kendim dolaşıram kendi halimde
Umut edip ellere minnet eylemem 

Bağban olup besler isen o bağı
Eridi yüreğimin içinde yağı
Yanlız ki yaşaram salon otağı
Meyvesiz bir dala minnet eylemem

Her ne iş tutarsan sadesi gerek
Kimseye yar değildir zalimdir felek
Yakın bildiklerim ettiler kelek
Adından ölürüm yalan minnet eylemem

Çok befasız gördüm bu çağ kullarda 
Fakirin hakkı var çoğu mallarda
Engebeli geldin dere dağlarda
Ben Hammetim tozlu yola minnet eylemem

Oğul Oğul

Oğul oğul angazında kaldın emeklerimin
Oğul oğul galbasını yedin kömeklerimin
Oğul oğul hayrını görmedin dileklerimin
Oğul oğul başıma dar oldu bu dünya benim

Oğul oğul çıkmaz girdabından çıkabilmirem
Oğul oğul azap duvarını yıkabilmirem
Oğul oğul bir adım önüme bakabilmirem
Oğul oğul her şeyimi yıktı bu tufan benim

Oğul oğul iyi ol demekle iyilik olmaz
Oğul oğul delisin demekle delilik olmaz
Oğul oğul türbeye gitmekle sofilik olmaz
Oğul oğul doğrumu zorlayıp zamane benim

Oğul oğul doğru bilip dayanmışam ben ona
Oğul oğul sarsılmaz bir bağla inanmışam ben ona
Oğul oğul rabbim deyip güvenmişem men ona
Oğul oğul zerre şüphe gelmez gümana benim

Bu Garip Dünyamızdan

Ne istediniz bu garip dünyamızdan
Tertemiz duyguyu ettiniz ilaf
Ben bıktım usandım hainliğinizden
Size güvenipde eylemem bir laf

Her biriniz birer cani oldunuz
Ahiret düşünmez fani oldunuz
Dedi kodu edip gani oldunuz
Gönül uzaklaştı sizden kaf be kaf

İşimiz gücünüz fesattır sizin
Dünyanız kıskançlık hasettir sizin
Yiğip içtiğiniz lanettir sizin
Pislik toparlayıp çöple bir hedef

Kamuyu yanıltıp yanlış sözünüz
Kem gördüm kör olsun iki gözünüz
Size nefret etsin oğul kızınız
Hammeti yıkmaya oldu berteraf


16 Aralık 2016 Cuma

Duyurmak Gerek

Ortalık karışık kim kime düşman
Bunu tespit edip duyurmak gerek
Hep kötülük yapar olmuyor pişman
Zedeli kabuğu sıyırmak gerek

Sitemkaram bahrigama dalmışam
Hayat şillesinnen dersimi almışam
Onun için bu günlere kalmışam
Deccali mehdiden ayırmak gerek

Bilgiye muhtaçtır insanın çoğu
Hep ihtiyaçımızdır hem acı toku
Yanlış ellerde ise çıkıyor koku
Doğru bir ilim ile doyurmak gerek

Bazıılrı yol gösterir kendince
Oda açık verir tam değil bence
Bilinçsiz olana atarlar kanca
Bunu tüm dünyaya duyurmak gerek


Düşmüşem Sevdasına

Düşmüşem sevdasına ne gelir elden
Baş açık ayak yalın yağmurdan selden
Bülbülün neşesidir incinir gülden
Yarasa kuşu kimi asıldım daldan

Avını tutmak için gecemi gerek
Lokmayı yutmak için pençemi gerek
Men razıydım bir parça tuz ile çöreğe
O bana eyi gelerdi kaymakdan baldan

Kısmeti rüzgarın çıplak kayadan
İçgüdü ile yaşayan bilmez hayadan
Üstümden gelmez ise yiyer mayadan
Hesabını bilmeyenler kaybeder maldan

İçinde cevher olmayan dürüm gadrini bilmez
Gönlünde hendem olmayan asla o mutlu olmaz
Hem cins olmayan sayılar hiçbir hesaba gelmez
En iyisi dalını dön kurtul bu galmadaldan

Görürem yığbalım yoktu ne çare
Elini boşa atanlar olur ki bir çare
Başa değil bu dert saldım özümü düçare
Şaşmışam bu halime anlamıram bu halden

Bir garara varmayanlar galar dolana dolana
Herşey olduğu gibidir hiç başvurmadım yalana
Beyhuda uğraşanan ömrü geder talana
Bir çığıra düşmüşem çıkamadım bu yoldan



ELA GÖZLER

Ela gözler humarlanıp
Yat görüm yayla vaktidi
Zülsün çekip tumarlanıp
Kuşluktur öğle vaktidi

Gönlümden gönlüne yol var
Bakışlarında bir hal var
Dur get sen anama yalvar
Sevgini söyle vaktidi

İpler kopmak üzeredir
Aras yönü Hazar'a dır
Gönlüm geşek güzeledir
Yeridi söyle vaktidi

Anam size elçi gelsin
Aşkımızı alem bilsin
Eline elime versin
Zülfüne düğle vaktidi

Yar kimi seni seçerem
Aşkımdan serden geçerem
Elinden zeher içerem
Bağında behre vaktidi

Bir nazar eyle özüne
Gözünü dire gözüme
Sevdiğim inan sözüme
Al yüreğim töhre vaktidi

Gönlüm palaz serdim yere
Düşüncemi döktüm dile
Gel yanıma güle güle
Gün doğsun şöhre vaktidi

Boynunda nar olgunlaşır
Onu gören çılgınlaşır
Akan sular durgunlaşır
Gaymağın nehre vaktidi

Yan yana durağ diz diz
İmam nikah kıysın bize
Akit sorsun ikimize
Bir ömür mehre vaktidi

Karanlıkta kaldı kervan
Böyle gitmez demi devran
Şafak sökmeye az kaldı
Doğacak zöhre vaktidi

İNSAN DARA DÜŞMESE

İnsan dara düşmezse
İmdat demek gelmir yadına
İmtihandan geçmezse
Bakılmaz feryadına

Can yanmazsa yaş çıkmaz
Gözünden mümkün değil
Güvenilmez namerdin
Sözüne mümkün değil

Koşturursan gayesiz
Tutunmazsan bir yerde
Gasp olunur hakların
Bu senin öz adına

Denizlerde çırpınır
Gelgit onun peşesi
Başı çeken dedendi
Eremez onun muradına

Dökebilsen tüylerini
Hafiflersin yüklerini
Rüzgarlara karşı dursan
Açamazsın kanadını


12 Aralık 2016 Pazartesi

Senin Kalbin Senindir

Senin kalbin senin benimse benim
Birleşmirse neyinem ki ben senin
Kalpten kalbe açık olmalı yollar
Kapalıysa hükmü yoktur bedenin

İnsanları mutlu eden yürektir
Evlilik çadırsa yürek direktir
İç güdüye tabi olmak dönektir
Batan yuva hem senindir hem benim

Tabii ki özgürlük özüne ait
Nerde yanlış görsen geriye kayıt
Umudunu falcılara bırakma
Ne mollalar ne hocalar değişemez düzenin

Gerçekten kaçılmaz sonunda çıkar
Bir yanlış bir yalan umudu yıkar
Eller ise sadece uzaktan bakar
İşe hiç yaramaz oyunun senin

Yalan

Mangalda kül bırakmassın
Yalan atar doyamazsın
Hep kendinin aleminde
Hiçbir hakka uyamazsın

İşin hep yalan atmaktır
Palavralarını satmaktır
Yutturursansa ne ala
Yoksa sözünü yutmaktır

Herşeye inanamazlar
Pek yalanlara kanmazlar
Acap yalanı atanlar
Neden bir hiç utanmazlar

Yalanla yat yalanla kalk
Onun yolları hep batak
Kendini uyanık sanar
Hal bu ise odur ahmak

Yalancının hep mumları
Yatsıya kadar yanarmış
Hiç fırtına filan yoksa
Oysa kendinden söner

Yalan başka yalanı seçer
Çözülür hep teker teker
Söğüt gibi yaprak döker
Kiralık attan tez iner


Yağmur Oldun

Etrafıma yağmur oldun
Bana bir damla düşmedin
Kapında bir çeşme oldum
Bir yudum bile içmedin

Sevgi her değerin başıdır
Doğru bakmayan şaşıdır
Ak karanın gardaşıdır
Sen hiçbirini seçmedin

Kamil olan görür gözü
İki eylemez bir sözü
Yaşam sürer kuzu kuzu
Hiçbir fırsattan kaçmadın

Yaşam boyu fırsat geler her yerden
Günler geler geçer hep perde perde
Dibine ışığı salmaz ki mumlar
Hep karanlık oldun mendil açmadın



SARI GELİN

Elim çatmır nazlı yara ayvah ay
Uçurdum elimden yok oldu getti
Ciğer oldu pare pare ayvah ay
Derdim katlanıban çok oldu getti

Nigaranam kaderimin elinden
Ellerim büzüldü sarı gelinden
Sırma saçlarından ciga telinden
Seyreyle uzaktan bak oldu getti

Nazik olur şairlerin yüreği
Muhabbettir yaşamanın gereği
Yoksa zıkkım olur suyu çöreği
Kenardan bakmakla tok oldu getti

Bahtiyar odur ki huzuru bulsun
Kanaat eyleyip şad olup gülsün
Daim birbirinin kıymetini bilsin
Yoksa tek dileği yok oldu gitti

Nazı nimet olsa mutsuzsan eğer
Bir küçük tebessüm dünyaya değer
Her fırsat buldukça arzusunu diyer
Kendini ateşe yak oldu gitti

TUFANA BENZER

İçimde boşluk oluştu
Boş kalan hangara benzer
Ne ki varsa yerinden uçtu
Zemheri de kara benzer

Ahuzar haddini aştı
Ağaç koptu kökü kaldı
Sinemdeki oku kaldı
Azaplı mezara benzer

Derdim bana baki kaldı
Bir söz dedim eki kaldı
Kökünden çıktı umutlar
Günüm ahuzara benzer

Yapan zaferini kutlar
Mezarımda bitse otlar
Neye ağladım bilmedim
Vefasız bey ılgara benzer

Yardan yana hiç gülmedim
Çok darbe yedim ölmedim
Bu dünyadan kem almadım
Kopan bir tufana benzer

DERT İNSANI YÜCELTİR

Dert insanı yüceltir
Duyarsızlık alçaltır
Vakitli vakitsiz sıkıntı
Daha çabuk kocaltır

Dertsiz insan görmedim
Çünkü yoktur dertsiz kim
Başka bir şey sormadım
Hep yazdım satır satır

Konuşmak boşalmaktır
Muhabbet hoş olmaktır
En güzel yaşamaksa
Birlik kardeş olmaktır

Birbirini sevenler
Her günü kutlu olur
Daima mutlu olur
Bundan ötesi yoktur

Hammet söyler sözünü
Getir baharını yazını
Güllük gülşenlik olur
Kıtlık olmaz bolluktur

Gara Bağım

Azerbaycanın balası Otuz il çekti arası Ancak ki geldi sırası Garabağım garabağım /////////////////////////////////////////////// Türk dünya...